Şilili şair Pablo Neruda'nın 1924'te, henüz 19 yaşındayken yayımladığı Veinte
Poemas de Amor y Una Canción Desesperada kitabından V numaralı şiiri
Türkçeleştirdim. Neden? Çünkü akşam, yine akşam, yine akşam ve kelimeler
her zamankinden kifayetsiz... Neruda'nın şiirleri daha önce çeşitli
defalar Türkçe'ye aktarılmış. Çok güzel olmalılar ve
mutlaka aralarında bu da vardır. Bilmiyorum, buradaki naçizane benimkisi.
V
Beni duyasın diye
Kelimelerim
Hafiflerler bazen
Kumsalda martıların ayak izleri gibi.
Kelimelerim
Hafiflerler bazen
Kumsalda martıların ayak izleri gibi.
Kolye olurlar, ucunda sarhoş bir zil
Üzüm gibi pürüzsüz ellerine.
Üzüm gibi pürüzsüz ellerine.
Ve uzaktan bakıyorum kelimelerime.
Senindir onlar, benim olmaktan ziyade.
Sarmaşık gibi sarılmışlar ihtiyar hüznüme.
Senindir onlar, benim olmaktan ziyade.
Sarmaşık gibi sarılmışlar ihtiyar hüznüme.
Ama nemli duvarlara da böyle sarılırlar.
Sensin bu zalim oyunun sorumlusu.
Sensin bu zalim oyunun sorumlusu.
Kaçıyorlar karanlık inimden.
Sen dolduruyorsun bütün, sen.
Sen dolduruyorsun bütün, sen.
Senden önce onlardı sakinleri şimdi işgal ettiğin yalnızlığın,
ve senden ziyade alışkınlardır hüznüme.
ve senden ziyade alışkınlardır hüznüme.
Şimdi isterim ki söylesinler sana ne söylemeyi istediysem
duyasın diye onları beni nasıl duymalıysan.
duyasın diye onları beni nasıl duymalıysan.
Kederin rüzgarı hala sürükler onları.
Hala devirir bazen düşlerin tayfunları.
Istıraplı sesimde başka sesleri duyarsın.
Başka ağızların iç çekişlerini, eski yalvarışların kanını.
Sev beni, yoldaş. Beni terketme. Takip et beni
Şu keder denizinde, yoldaş, takip et beni.
Hala devirir bazen düşlerin tayfunları.
Istıraplı sesimde başka sesleri duyarsın.
Başka ağızların iç çekişlerini, eski yalvarışların kanını.
Sev beni, yoldaş. Beni terketme. Takip et beni
Şu keder denizinde, yoldaş, takip et beni.
Ama senin aşkınla boyanır benim kelimelerim.
Sensin işgal eden bütün, sen.
Sensin işgal eden bütün, sen.
Sonsuz bir kolye yapacağım onlardan
Beyaz ellerine bırakmak için, üzüm gibi yumuşak.
Beyaz ellerine bırakmak için, üzüm gibi yumuşak.
....
"Para que tú me oigas
mis palabras
se adelgazan a veces
como las huellas de las gaviotas en las playas.
mis palabras
se adelgazan a veces
como las huellas de las gaviotas en las playas.
Collar, cascabel ebrio
para tus manos suaves como las uvas.
para tus manos suaves como las uvas.
Y las miro lejanas mis palabras.
Más que mías son tuyas.
Van trepando en mi viejo dolor como las yedras.
Más que mías son tuyas.
Van trepando en mi viejo dolor como las yedras.
Ellas trepan así por las paredes húmedas.
Eres tú la culpable de este juego sangriento.
Eres tú la culpable de este juego sangriento.
Ellas están huyendo de mi guarida oscura.
Todo lo llenas tú, todo lo llenas.
Todo lo llenas tú, todo lo llenas.
Antes que tú poblaron la soledad que ocupas,
y están acostumbradas más que tú a mi tristeza.
y están acostumbradas más que tú a mi tristeza.
Ahora quiero que digan lo que quiero decirte
para que tú las oigas como quiero que me oigas.
para que tú las oigas como quiero que me oigas.
El viento de la angustia aún las suele arrastrar.
Huracanes de sueños aún a veces las tumban.
Escuchas otras voces en mi voz dolorida.
Llanto de viejas bocas, sangre de viejas súplicas.
Ámame, compañera. No me abandones. Sígueme.
Sígueme, compañera, en esa ola de angustia.
Huracanes de sueños aún a veces las tumban.
Escuchas otras voces en mi voz dolorida.
Llanto de viejas bocas, sangre de viejas súplicas.
Ámame, compañera. No me abandones. Sígueme.
Sígueme, compañera, en esa ola de angustia.
Pero se van tiñendo con tu amor mis palabras.
Todo lo ocupas tú, todo lo ocupas.
Todo lo ocupas tú, todo lo ocupas.
Voy haciendo de todas un collar infinito
para tus blancas manos, suaves como las uvas.
para tus blancas manos, suaves como las uvas.
1 yorum:
Aynı şiirin Said Maden'den çevirisini öneriyorum.
Yorum Gönder