sosyal bilimler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sosyal bilimler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Ağustos 2015 Pazartesi

Batı neresi? Doğu neresi? Bir kavram kargaşasına müdahale denemesi


Alper H. Yağcı

‘Batı’da ve Doğu’da ebeveynlik...’ ‘Batı’da ve Doğu’da kadın...’ ‘Batı’da ve Doğu’da insan...’ Peki neresi bu Batı ve Doğu? Bu kelimeleri küçük harfle yazdığımızda (batı ve doğu) iki yön kast ediyoruz ki bunlarda anlaşılmayacak bir şey yok. Büyük harfle yazdığımızda (Batı ve Doğu) ise iki yer kast ediyoruz ama herkes bu yerlerden farklı bir şey anlıyor, kafalar karışıyor.

Bu yazının meramı şu: Batı vardır, gerçektir. Doğu ise yoktur. Doğu, sırf Batı’nın varlığından ötürü bir zıt kutup arayışı içinde lalettayin ortaya atılmış ancak gerçek dünyadaki bir varlığa tekabül etmediği için tanımsız ve tutarsız kalmaya mahkum bir tevatürdür. Öyleyse Batı vardır ama ‘Batı ve Doğu’ diye bir şey yoktur ve bu sahte ikilemin artık sözünü etmesek en iyisi olur.


22 Mart 2011 Salı

Komplo teorisi: Türkiye'yi yöneten 3 gizli güç

Onlar her yerde... Öyle ki artık hiçbir yerde ayırt edemeyiz onları. Ökçeleri sırtımızda, elleri cebimizde, sözleri dilimizde. Onları kullanarak tartışır, ama onları tartışmayız. Açıklıyorum...



1 Mart 2010 Pazartesi

Tarih nedir?


Tarih nedir sorusunun bolca cevabı var sanıyorum. Hani aşk nedir sorusuna da bir dolu cevap verilebilir denir ya, biraz o misal. Ben bu noktada sözlüklerden yararlanayım en iyisi, sağlam temellere oturtmak adına bu meseleyi. TDK sözlüğü tarih'i şu biçimde tanımlamakta:
Toplumları, milletleri, kuruluşları etkileyen hareketlerden doğan, olayları zaman ve yer göstererek anlatan, bu olaylar arasındaki ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri, her milletin kurduğu medeniyetleri, kendi iç sorunlarını inceleyen bilim.


Bu tanım buram buram rahmetli Leopold von Ranke (resimdeki) kokan bir tanım. Bizim okulun tarihçilerinin elinden geçenler bilir ki tarih dediğimiz bundan daha kapsamlı, daha başka bir şeydir. Veya en azından tarih’i TDK minvalinde tanımlamayanlar da var. Bu gibilere uluslar arası örnekler vermek gerekirse birkaç akademisyen sayabiliriz. Rahmetli Michel de Certeau, ömrünün uzun olmasını dileyeceğimiz Simon Schama, The Cheese and the Worms’un yazarı Carlo Ginzburg, Le Retour de Martin Guerre’in yazarı Natalie Zemon Davis. Bu isimler tarih denen şeyin bir tür bilim mi yoksa bir tür bilgi kulvarı mı olduğu yönünde kafa patlatıp, neticede bilim değil de daha ziyade edebiyatla bilim arasında kendine mahsus bir yerde olduğunu savunurlar, en kaba biçimde özetlemek gerekirse.