demiş ya Nazım Hikmet.Bakın ben de neler buldum.
Hani hep denir ya "kadınların en büyük fantezisi aslında tecavüzdür" diye.Bu haberi görünce aklıma o geldi.
Bir şehirde bir kadın ve sevgilisi ve kadının abisi kocayı vurur.Adam ölür.Olaya polis falan müdahil olur elbette.Kadın da sorgulanır.Bakın neler neler der:
İfadesinde, eşini kendisinin vurmadığını iddia eden Havva Eroğlu ise, "Eşimle 15 yıldır evliyiz. Ömer, bana 3 yıl önce tecavüz etti. Daha sonraları, benim de isteğimle birlikte olmaya başladık. Eşimin öldüğü gün de fındık bahçesinde birlikte olmuştuk. Bizim birlikteliğimizi eşim bir yıl önce mal beyanında bulunmadığı için cezaevine girdiğinde arkadaşından öğrenmiş. Cezaevinden çıktıktan sonra ikimizle de konuştu, ancak kabul etmedik. Bu nedenle bize karşı kin duyuyordu. Eşimle çocuğumuz olmadığı için evlatlık edinmiştik. Eşimi ben öldürmedim" diye ifade verdi.
Benim kıt zekamın anladığı kadarıyla kadın kendisine tecavüz eden Ömer'i sevgili olarak benimsemiş.Ben ki Binbir Gece'deki o ahlaksız teklif meselesini bile kavrayamamış biriyken, kadın kendisini orospu yapan adama nasıl da gider açık olur hacı ya?, karşıma bu sefer de tecavüzcüsüyle beraber olan bir kadın profili var.Hani bir dönem bir yasa gündeme oturmuştu, tecavüzcüsüyle mi evlendireceksiniz kadınları diye çok mantıklı olarak insanlar isyan etmişti.Meğer olabilirmiş böyle bir hadise.Bu vaka tam o olaya uyuyor.
Yine aynı memleketimde birkaç gün evvel de bir diğer haber gördüm.Bu sefer olay biraz farklı.Doğu illerimizden daha batıdaki illere kız götürülüyormuş.Yani bir nevi çöpçatmacılık.Kızları beğenenler hem kız tarafına başlık ödüyor, hem de kızı bulan aracıya bir miktar ödeme yapıyor.Aracılık da bir meslek olmuş yani.
Haber yine böyle bir olayı aktarıyor.Ama olayın haber değeri taşımasına şu durum yol açmış:kız Kürtçeden gayrı dil bilmiyor.Damat Tokatlıdır ve Kürt değildir, Kürtçe de bilmiyor.Gelinin yengesi tercümanlık görevini ifa etmekte, düğün dernek sırasında en azından.Gelinin bir de abisi var düğünde, ki Tokat'ta oluyor, cep telefonuyla fotoğraf çekme derdinde, evdeki ana babaya kızlarının "mürüvvetini" gösterebilmek için.
Kızın fotoğrafı da vardı haberde.Ben genellikle fotoğrafa bakıp da "vay be kızın üzüntüsü yüzünden belli" veya "belli ya damada baksana zorla evlendirilmiş o kızla" tarzı yorumlardan imtina ederim.Her fotoğrafın kendine has bağımsız olma ihtimali taşıyan bir hikayesi vardır zira.Ama burda yeni gelin, yanında yengesi-tercümanı olduğu halde kocasının yanında kıpkırmızı kordelasıyla duruveriyordu, üzüntülü bir surat ifadesi vardı.Damadın akrabası "biz geline Türkçe de öğretiriz, her bir şeyi öğretiriz" havalarındaymış.
Dileyelim de ikinci haberdeki çiftin sonu ilkine benzemesin.
İki haberi de Habertürk'ten aldım.
3 yorum:
ilk haber tam bir stokholm sendromu hikayesi bence. tecavüzcüsünü sevgili olarak benimseyen kadını başka türlü açıklamam mümkün değil. tabii eğe haberde bize açıklanmayan başka noktalar varsa o zaman iş değişebilir.
ikincisinde de bir "white man's burden" görüyorum. fazla mı abartıyorum bilmiyorum ama doğu'nun "türkçe bile bilmeyen" (a.k.a. medeniyetsiz) (iktidar mekanizması #1) kızlarını (iktidar mekanizması #2) alıp gelin edip (iktidar mekanizması #3) batı'ya getiriyorlar ve tanımadıkları adamlarla evlendiriyorlar (iktidar mekanizması #4); yenge tercümanlık yaparken (iktidar mekanizması #5) ağabey de gururla fotoğraflarını çekiyor (iktidar mekanizması #6). bu işin karşılığında bir de para alınıp veriliyor (iktidar mekanizması #7). kızcağızın altında ezildiği gücü düşününce tansiyonum çıktı resmen, başım döndü.
boğ.siyaset bilimi mezunu defosu diyorum ben bu yorumlarına se7in:)
doğrudur sevgili adsumcu, hala atamadım o ruh halini üzerimden. gazeteciliğin ruh haline girdiğim gün bu haber kaç okunmuş diye sorduğum gündür :))
Yorum Gönder