28. İstanbul Film Festivali bünyesinde gösterilecek olan Aptallar Tarafından Sevilmek Zor İş/ İt's Hard to be Loved by Jerks/ orj: C’est Dur d’etre Aime par des Cons belgeselinin 11 Nisan 2009 Pazar günkü gösterimi güvenlik nedeniyle iptal edildi. 8 Nisan'daki ilk gösteriminde olduğu gibi film Beyoğlu Sineması'nda oynayacaktı. Gösterimin 10 Nisan günü İslami Gündem websitesi yayın yönetmeni Cihad Kayaduman'ın dikkatini çekmesi, ilk tepkilere ön ayak oldu (bu bilgi velfecr.com'da kendisine yöneltilen teşekkür sayesinde elde edildi). Sitede "özel haber" başlığıyla bahsi geçen filmin ertesi gün 16.00'da gösterileceği haberi ile birlikte, saat 13.00 da İstiklal Caddesi Ağa Camii'nin önünde başlaması planlanan protestonun çağrı metni yayınlandı. Beyoğlu Sineması görevlilerinin söylediğine göre kendilerine filmi göstermemeleri yönünde uyarılar içeren telefonlar da geldi. Telefonlara bakan görevli telefonlarda doğrudan bir tehtid unsurunun olmadığını söylerken, bilet iadesi bölümünde protestocuların sinemaya gireceği ve yağmalamalarda bulunacakları tehtidini aldıkları soranlara dikkat çekmemeye çalışarak ifade edildi. Her iki durumda da sinema yönetimi güvenliği sağlayamayacağı gerekçesiyle filmi gösterimden kaldırdı ve o seansa başka bir film koydu. Sinema görevlilerinin dediklerine göre değişikliğin görünür olması için sinemanın dışına da aceleyle iptalin duyuruları yerleştirildi.
Gösterimin iptali haberi duyurulduğunda İslami Gündem sitesi ve haberin yayınlandığı diğer siteler protestonun iptal edildiğini bildirdi. Protesto gerçekleşmedi ancak israhaber.com'da İSRA haber adına, velfecr.com'da İSRA Kültür Merkezi adına, ajans5.com ve islamigundem.com'da İslami Gündem adına bahsi geçen film ve onun gösterimi İslam dinine hakaret olarak işaret edildi, buna izin vermeyecekleri bildirildi ve sert bir dille kınandı. Gösterimin iptali de bir kazanım olarak dile getirildi.
2008 Eylül'ünde Fransa'da vizyona giren Daniel Leconte imzalı belgesel, Fransa'nın meşhur Charlie Hebdo adlı hiciv dergisinin Danimarka'daki malüm karikatür krizine yol açan karikatürlerinin altısıyla birlikte, kapağına kendi eklediği Muhammed karikatürünü de Şubat 2006 sayısında basmasıyla gelişen olayları konu alıyor. Kapağa eklenen karikatürde Muhammed başını ellerinin arasına almış "Aptallar tarafından sevilmek zor iş" diye söyleniyor. Bu karikatür ve tekrar yayınlanan Jyllands-Posten karikatürlerinden ikisi üzerine Fransız İslami Organizasyonlar Birliği, Dünya Müslümanlar Birliği ve Paris Büyük Camii tarafından "dininden dolayı bir grup insanı umumi olarak kötüleme" suçundan dava açılıyor. Şubat 2007'de ilk oturumunu yapan mahkeme Mart sonunda bahsi geçen suçlamanın geçersiz olduğuna hükmediyor. Film mahkeme sürecinde taraflarla yapılan mülakatlardan oluşan, ifade özgürlüğü ve dini duyguların rencide edilmesi arasındaki ince çizgiyi ele alan ve ilki lehine taraf olan bir film.
Filmi izle(ye)mediğimden daha ayrıntılı yazamıyorum ancak internetten okuduğum bir kaç yorumda Daniel Leconte'un temel savının Fransa'da yaşayan diğer dini, etnik azınlıklar ve çoğunluğun istese de istemesede maruz kaldığı sivri dilli Fransız hicvinden kimsenin sakınamayacağı yönünde. Yahudilerin, Hıristiyanların ve hatta Ataist ve Agnostiklerin Charlie Hebdo'nun alaycı karikatürlerinden azade olmadığını örneklemek için çeşitli karikatürler filmde yer alıyor. Avustralyalı haber portalı sbs.com.au'da konuyla ilgili yazan gazeteci Lynden Barber, Leconte ile yaptığı röportajda yönetmenin çatışan görüşlerin sürüklediği bir film yapmayı amaçladığını söylediğini ancak davacılar tarafında ulaşabildiği çok az kişi olduğundan şikayet ettiğini yazıyor. Leconte yine de olabildiğince karşıt tarafları temsil etmeye çalıştığını ancak bir gazeteci değil yönetmen olduğu için kişisel tavrını da yansıttığını söylüyor.
Aptallar Tarafından Sevilmek Zor İş'in, Charlie Hebdo'nun espiri anlayışını mı tekrar ettiğini yoksa taraf olurken daha mesafeli bir üslup mu takındığını ilk gösterimi yakalayabilen azınlık dışında Türkiye kamuoyunda pek bilen yok sanıyorum. Her iki durumda da Muhammed'in hiciv içeren karikatürlerinin yayınlanıyor olması İslami gruplardan şiddetli tepkiler çekmekte. Danimarka karikatür krizinden sonra , Suriye, Lübnan ve İran'da Danimarka konsolosluklarının yakılması, Müslüman nüfusu olan ülkelerde sayısız gösterinin yapılması ve karikatürlerin basımından bu yana 100 kişinin öldürülmüş, çok daha fazla kişinin ölüm tehtidi almış olması Türkiye'de de herhangi benzer bir vukuatın çıkma olasılığının büyük korku uyandırmasına neden oluyor.
Gösterimin iptali haberi duyurulduğunda İslami Gündem sitesi ve haberin yayınlandığı diğer siteler protestonun iptal edildiğini bildirdi. Protesto gerçekleşmedi ancak israhaber.com'da İSRA haber adına, velfecr.com'da İSRA Kültür Merkezi adına, ajans5.com ve islamigundem.com'da İslami Gündem adına bahsi geçen film ve onun gösterimi İslam dinine hakaret olarak işaret edildi, buna izin vermeyecekleri bildirildi ve sert bir dille kınandı. Gösterimin iptali de bir kazanım olarak dile getirildi.
2008 Eylül'ünde Fransa'da vizyona giren Daniel Leconte imzalı belgesel, Fransa'nın meşhur Charlie Hebdo adlı hiciv dergisinin Danimarka'daki malüm karikatür krizine yol açan karikatürlerinin altısıyla birlikte, kapağına kendi eklediği Muhammed karikatürünü de Şubat 2006 sayısında basmasıyla gelişen olayları konu alıyor. Kapağa eklenen karikatürde Muhammed başını ellerinin arasına almış "Aptallar tarafından sevilmek zor iş" diye söyleniyor. Bu karikatür ve tekrar yayınlanan Jyllands-Posten karikatürlerinden ikisi üzerine Fransız İslami Organizasyonlar Birliği, Dünya Müslümanlar Birliği ve Paris Büyük Camii tarafından "dininden dolayı bir grup insanı umumi olarak kötüleme" suçundan dava açılıyor. Şubat 2007'de ilk oturumunu yapan mahkeme Mart sonunda bahsi geçen suçlamanın geçersiz olduğuna hükmediyor. Film mahkeme sürecinde taraflarla yapılan mülakatlardan oluşan, ifade özgürlüğü ve dini duyguların rencide edilmesi arasındaki ince çizgiyi ele alan ve ilki lehine taraf olan bir film.
Filmi izle(ye)mediğimden daha ayrıntılı yazamıyorum ancak internetten okuduğum bir kaç yorumda Daniel Leconte'un temel savının Fransa'da yaşayan diğer dini, etnik azınlıklar ve çoğunluğun istese de istemesede maruz kaldığı sivri dilli Fransız hicvinden kimsenin sakınamayacağı yönünde. Yahudilerin, Hıristiyanların ve hatta Ataist ve Agnostiklerin Charlie Hebdo'nun alaycı karikatürlerinden azade olmadığını örneklemek için çeşitli karikatürler filmde yer alıyor. Avustralyalı haber portalı sbs.com.au'da konuyla ilgili yazan gazeteci Lynden Barber, Leconte ile yaptığı röportajda yönetmenin çatışan görüşlerin sürüklediği bir film yapmayı amaçladığını söylediğini ancak davacılar tarafında ulaşabildiği çok az kişi olduğundan şikayet ettiğini yazıyor. Leconte yine de olabildiğince karşıt tarafları temsil etmeye çalıştığını ancak bir gazeteci değil yönetmen olduğu için kişisel tavrını da yansıttığını söylüyor.
Aptallar Tarafından Sevilmek Zor İş'in, Charlie Hebdo'nun espiri anlayışını mı tekrar ettiğini yoksa taraf olurken daha mesafeli bir üslup mu takındığını ilk gösterimi yakalayabilen azınlık dışında Türkiye kamuoyunda pek bilen yok sanıyorum. Her iki durumda da Muhammed'in hiciv içeren karikatürlerinin yayınlanıyor olması İslami gruplardan şiddetli tepkiler çekmekte. Danimarka karikatür krizinden sonra , Suriye, Lübnan ve İran'da Danimarka konsolosluklarının yakılması, Müslüman nüfusu olan ülkelerde sayısız gösterinin yapılması ve karikatürlerin basımından bu yana 100 kişinin öldürülmüş, çok daha fazla kişinin ölüm tehtidi almış olması Türkiye'de de herhangi benzer bir vukuatın çıkma olasılığının büyük korku uyandırmasına neden oluyor.
Bütün bu gelişmeler, bir konuda tepki duyanlar İslamcılar olduğu durumda sonunun şiddetle biteceği korkusunu doğuruyor. Bunun bütünüyle doğru olduğunu varsaymak yanlış olur. Ancak İslamcıların da bu var olan korkudan isteklerini gerçekleştirmek doğrultusunda yararlanmak yerine, daha sağduyulu olup bu şiddet olasılıklarından kendilerini ayırmaları beklenir. Muhammed'in temsilinin dini bir yasak olması dolayısıyla karikatürlerin tepkilere yol açmasında anlaşılmayacak bir şey yok. Ancak bu tepkilerin orantısızlaştığı ve şiddete evrildiği durumlar için, hoşgörüyü salık vermiş olmasıyla da bilinen İslam dini peygamberinin Charlie Hebdo'daki hayıflanması çok da yersiz görünmüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder